Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sanal Alemimiz

Geçenlerde okuduğum bir makalede ki istatistiki verilerde Türkiye günde dört saat televizyon izleyen bir toplum olarak  sıralamada ilk sıralara  yerleştiği, faceboook ve twitter kullanımında da bu birinciliği  kimseye kaptırmadan devam ettirdiğini yazıyordu.  Okumanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu, insanın zihni, ruhu, benliği için ne derecede hayati değer taşıdığını bu sonuçlardan sonra bir kez daha düşünmek gerekir.  Ancak beni asıl düşündüren şey teknolojinin, gündelik hayata girerken aldığı çarpık şekil. Sermayenin, güç ehlinin çıkarlarına göre alıyoruz hayatımızın içine, o bizim için vazgeçilmez olan, teknolojiyi. Bize gösterildiği şekilde, kullanıyoruz, ötesini aklımıza bile getirmiyoruz. Bugün elimizin altında olan, hayatımızı kolaylaştırdığını bile çoktan unuttuğumuz pek çok teknolojik gerecin, birkaç küçük değişiklikle bizim dışımızdaki hayatlara nasıl daha iyi gelebileceği düşüncesi, merakı yok içimizde. Nasıl olsa birileri yapar… Yapmıyor işte o birileri, o biriler

SON İSTEK

Resim
SON İSTEK Vitrinin önünde bir süre durdurduktan sonra kapıyı iterek içeriye adımını attı.   “Hoşgeldiniz” diyen dükkân sahibinin sesini duymamış gibiydi.   Duvardaki resimleri uzun uzun inceledikten sonra parmağı ile renkli ve parlak kâğıda basılmış olanı işaret etti. “Ben de aynı bundan istiyorum” dedi kararlı bir şekilde.   Erdal, “Tamam amca” dedi ve karanlık odanın ışığını yaktı. Gözlerini yaşlı adama doğru çevirdi. “Gelin böyle! Siz içerideki sandalyeye oturun. Ben hemen geliyorum. Elinizdeki poşeti de aynanın önüne koyabilirsiniz”.   Hasan amca aynaya doğru iyice yanaştı. Arka cebinden çıkardığı ince ve küçücük tarakla seyrek saçlarını yana doğru itinayla taradı. Gözündeki gözlüğü çıkarıp aynanın önüne bıraktı ve “Tamam. Ben hazırım” diye seslendi içeriye.   Erdal, Hasan amcanın yanına giderek omuzlarını biraz arkaya doğru itti. Başını da hafif yana doğru eğdi. Işığı kapatıp tekrar yerine geldi.   “Amcacığım hiç kıpırdama böyle kal. Çekiyorum” dedi ama birden a

HAYYATTA KEŞKE DEMEMEK İÇİN

Eğer ilerde bir gün arkanı dönüp keşke demek istemiyorsan. Üç şeyi doğru seç.   1- Eşini doğru seç.  Doğru eş, her zaman uzun zaman flört ettiğin kişi değildir. Önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerinin uyuştuğu, yaşam tarzlarının benzediği, espri anlayışının yakın olduğu, zor zamanların da hep yanında olacağını bildiğin, dertlerini, sevinçlerini paylaşabileceğin, fikirlerine, olaylara bakış açısına güvendiğin, senin fikirlerine saygı duyan, konuşmaktan sıkılmayacağın, hayata küstüğün zaman seni kabuğundan çıkartıp eğlendirebilen, gözlerine baktığında ne söylemek istediğini anladığın, aynı zamanda iyi bir arkadaş… Fiziksel görünüşün dışında da seni sen olduğun için sevebilecek ve bunu kaldırabilecek birini eş olarak seçmelisin. Dünya da böyle biri var mı? diye sorabilirsiniz şimdi. Emin ol var. Tabii ki sayıları fazla değil. Hatta hayatta insanın karşısına, ya bir ya da iki kere çıkar; belki de hiç çıkmaz. Önemli olan onu fark edebilmek. Eğer bu satırları okunduğunda, aklı

TELLİ DERE ÖĞRENCİ YURDUEĞİTİMDE BAŞARI VE VERİMLİ ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

Resim
TELLİ DERE ÖĞRENCİ YURDUEĞİTİMDE BAŞARI VE VERİMLİ ÇALIŞMA TEKNİKLERİ RIFKI ERİKÇİ ÖĞRENCİ YURDUNDA VERİMLİ ÇALIŞMA VE BAŞARILI OLMA TEKNİKLERİ SEMİNERİ

AİLE EĞİTİMİ

Resim
aile eğitimi semineri

AİLE EĞİTİCİ EĞİTİMİ PROGRAMLARI ADANA

Resim
Aile Eğitimi Programı Eğitici Eğitimi Seminerleri başladı.