Arif Olmayan Niçin Anlamıyor? İnsanlar gerek metinleri gerekse dünyayı anlamaya çalışırken gelişigüzel davranmazlar. çok kompleks olan idrak faaliyetinde bulunurken bir takım stratejilerden istifade ederler. Bir cümleyi, bir paragrafı veya bir hikayeyi okurken aynı anda çok farklı malumatı tesirli bir şekilde kullanmak zorunda oldukları için, idrak kameralarını muhtelif yerlere çevirir, hızlı veya yavaş çekimler yapar, zumlarla önemli noktalar üzerinde dururlar. draki kolaylaştıran bu tür stratejiler fıtridir, bu yüzden farkına varılmaksızın kullanılır. Mesela, karmaşık ifadeler özetlenir, geçmiş tabirlerin taşıdıkları ipuçlarından yararlanılır, gelecek ibareler ve fikirler tahmin edilmeye çalışılır. Her metinde tamamlanması mukadder olan bazı malumat, hafızaya müracaat ederek aranılır, boşluklar doldurulur. Aslında metin, mevzu, muhteva ve makamın sunduğu minumum işaretler ve imalar, anlamak için kafidir. Evet, arife bir işaret yeter. Tarife fazla ihtiyaç duymayan okurların çok g
Kayıtlar
Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ANA KUZUSU Cuma namazındaydık. Sağ tarafımda yaşlı bir adam, onun sağında ise tek kişilik boş yer vardı. Yaşlı adam, farza kalkarken arkaya döndü ve boşluğun gerisinde duran 14-15 yaşlarındaki gence: - Saf'ı doldur evlat, dedi. Gel yanıma. Çocuk, mahcup bir ifâdeyle: - Mümkünse burada kılmak istiyorum, diye kekeledi. Oraya başkası geçebilir. Yaşlı adam, çocuğun üzerinde bulunduğu uzun tüylü yeşil halıyı göstererek: - Ne o dedi. Yoksa orası daha yumuşak diye mi gelmiyorsun? Ve öfkeyle devam etti: - Anne kuzusu, ne olacak... Namaz bittiğinde, yaşlı adamın Cuma'sını tebrik ettim. Arkadaki genç de gelerek onun elini öptü. Adam, söylediklerine çoktan pişman olmuştu. Delikanlının nurlu yanaklarını okşarken: - Sana 'anne kuzusu’ dediğim için kusura bakma yavrum, dedi. Bir anda ağzımdan kaçtı işte... Çocuğun gözleri dolu doluydu. Başını yere eğerken: - Bu söylediklerin
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Affetmemenin dayanılmaz ağırlığı Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: "Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?"Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin." öğrenciler bunu da yaparlar. "Şimdi yarınki ödevinize lıazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer ki lo patates getireceksiniz!" Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen: "Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun." Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar: dolmuştur. Öğretmen, kendisine "Peki şim
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Adresini yitirmiş sevgiler Bütün aşıkların gözünde, sevdikleri, ‘en’ güzel ve yegâne güzeldir. Bütün güzellikler onundur. Hiçbir aşık, sevdiğinde hata bulamaz. Hem zaten aramaz. Elinden gelse bütün güzellikleri ona verir. Güzelleştirir onu. Uğruna divanlar yazar. Hatta hiç hakkı olmadığı halde, güneşi dahi utandırır. Ona göre güneş, sevgilisinin cemalinden bulutların arkasına gizlenmiştir. Sadece yeryüzü değil, kâinattaki ‘bütün’ güzellikler ve hüsünler o sevgilinin güzelliğinin birer yansımasıdır. Ay onun yüzü, güneş onun saçlarıdır. Bütün şarkılar onu söyler. Size her şey onu hatırlatır. Bulutlar yağmur olur, onun ayrılığına ağlar. Hiçbir şey yoktur ki ondan bahsetmesin, onu hatırlatmasın. Aşk değil midir ki, her şeye yol açtırır, Mecnun’un elleriyle. Aşıklar, sevdikleri uğruna, sadece kendilerini değil, şehirleri bile yakarlar. Yar uğruna can verilir, yoluna toprak olunur; yine de vazgeçilmez ondan. Onsuz yaşanmaz zira. Başka güzel de yoktur. Çünkü, aşkın gözü kö
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Adamın biri bir gün eşeğine buğday yükleyerek değirmene varır. Eşeğin sırtındaki buğday çuvallarını indirir indirmez eşek kaçar ve kaybolur. Adam eşeğin peşine düşerek aramaya koyulsa Cuma namazını kaçıracaktır. Tam bu sıkışık anda adamın tarla komşusu çıkagelir ve der ki, "Bugün sulama sırası senindir; hemen git; nöbetini kullanarak toprağına su ver. Sıranı kaçırırsan bir daha nöbet sana gelinceye kadar tarlanı sulayamazsın." Adam, Cuma namazını kaçırmamak için kaybolmuş eşeğini aramaktan vaz geçmişken bu defa da başına tarla sulama derdi çıkar. Dünyalık geçim bakımından işlerin her ikisi de biri birinden mühimdir. Eşeğin peşine düşmezse hayvancağız tamamen kaybolabilir; ya da canavarların birine yem olur. Halbuki köylü eşeksiz geçinemez. Öteye beriye yüklerini kim taşıyacak ve neyin sırtına binerek yolculuğa çıkacak? Tarla, zamanında ve düzgün aralıklarla sulanmadığı taktirde o yılki ekinler ya noksan olur. Ya da hiç olmaz. Bu da bir köylü için bütün ev halk
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
700 YILLIK ALTIN ÖĞÜT Aşağıda Osman Bey'e ünlü İslam Alimi, Şeyh Edeb-Ali'nin verdiği öğütleri anlatan bir yazı. Çok hoşuma gitti. Neredeyse 700 yıl önce söylenmiş ama hiç mi hiç eskimemiş. Tüm zamanlar için geçerli. "Oğul insanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın, ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin... Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol, her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbetin itibar olmaz. Üç kişiye acı: * Cah
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
311 NUMARALI ODA Güney Afrika’nin Cape Town sehrindeki bir hastanede devamli esrârengiz ölümler oluyordu. Hemsireler haftalardir üstüste her cuma günü 311 numarali yogun bakim odasina yatirilan hastalari ölü bulmaktaydilar. Bu sirli ölümlere uzun süre açiklama getirilemedi. Herkes meselenin çözülmesi için seferber oldu. Uzmanlar odanin havasini bakteriyolojik bakimdan kontrol ettiler. Güney Afrika’nin önde gelen bilim adamlari ölenlerin aileleriyle üç hafta boyunca görüsmeler yaptilar. Hatta isin içine polis girdi ve akla gelen her ihtimal tek tek degerlendirildi, ancak onlarin arastirmalari da sonuçsuz kaldi. Ve tabiî bu arada 311 numarali odadaki hastalar sebepsiz ölmeye devam ediyorlardi. Son çâre olarak hastalarin kaldigi 311 numarali yogun bakim odasi devamli gözetim altina alindi ve sonunda odadaki ölümlerin sebebi ortaya çikti. Sonuç çok trajikomikti. Cuma sabahi saat 6’da odalari temizleyen temizlikçi kadinin, hastanin bagli bulundugu solunum cihazinin fisini çekerek
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN NEREDE HARCANIRSA HAKKIYLA DEĞERLENDİRİLMİŞ OLUR ? Belli bir plan ve proje yapmak hayatınızın düsturu olmalıdır. Plansız bir hayatında bütün gayretlere rağmen çok güzel bir netice verdiği görülmemiştir. Sürekli bir hesap verme şuuru içerisinde geçirilen hayatın sahibinin bu konuda çok titiz ve dikkatli davranması çok doğal ve en doğrusudur. Faydalı bir ilimle uğraşmak ve bilgimizi artırmak, insanlara faydalı olma yolunda gösterilen çaba ve gayret için harcanılan vakit de boşuna geçirilmiş bir vakit değildir. Allah'ı anmak ve onun kainata serpiştirdiği harikuladelikleri tefekkür hususunda harcanan zaman boşun aksine çok değerli ve dolu dolu geçirilmiş zamandır. Yeterince çalışma ve gayretten sonra hak edilen ve Kur'an’ında tavsiyesi olan dinlenme uyku içinde geçirilen vakit insan için gerekli bir şarj dönemi olduğundan boşuna değildir. Çoluk çocuğun rızkının helal yoldan temini hususunda geçirilen vakit boşa
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
“Zaman doğru yönetilmiyorsa hiç bir şey doğru yönetiliyor sayılamaz” Peter F. Drucker ZAMAN YÖNETİMİ KAVRAMLARI Zaman yönetimi; amaçlara ulaşmak için yapılan işleri kontrol etmek, kişinin kendi motivasyonunu geliştirmek açısından önemli görülen bir kişisel performansı geliştirme tekniğidir. Amaç; bütün yapılmak istenen, kişinin kendi zamanının amaçsız ve başkaları tarafından kontrol edilmekten çıkarıp, amaçlı bir biçimde kendi kontrolü altına sokmasını sağlamaktır. Bu çerçevede zaman yönetimi bir kişisel verimliliği geliştirme aracıdır. Zaman savurganlığı ve verim kaybı maliyete artı veya eksi etki yapar. Bir işletmede zamanın doğru yönetilmesi diğer kademelerde doğru yönetilmesini sağlar. ZAMAN NASIL YÖNETİLİR Günümüz çağdaş insanının çok fazla bağlandığını gördüğümüz, zaman nedir? Z