ÇOCUK EĞİTİMİNDE KARŞILAŞTIĞIMIZ DÖRT BÜYÜK TEHLİKE Günümüzde Anne-baba olmak eskiye göre bir hayli zorlaştı. Aileler çocukları ile iletişim kurmakta ve nitelikli beraberlik oluşturma konusunda oldukca zorlanmaktadırlar. Anne –babalara sorduğumuzda çocuklarının kendilerini anlamadığını çocuklara sorduğumuzda anne ve babalarının kendilerini anlamadığını ifade etmektedirler. Günümüzde çocuklara sunduğumuz mutlak özgürlük ve bolluk çocuklarımızda bireyselliğin ön plana çıkmasına, naz ve kapris içinde yetişmesine sorumsuz bir nesil ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Peki, acaba kim kimi anlamakta zorluk çekiyor anlaşmama duygusunu altında yatan temel sebepler neler açaba isterseniz birazda bunu inceleyelim. 1-Narsizim (kendini çok fazla sevme ve hayranlık duyma) 2-Egozimz (bencillik öncelikle kendisini düşünerek hareket etmek,) 3-Konformızım (rahat yasama) 4-Sıkıntı ve acıya karsı tahammülsüzlük Narsistik kişiler kendilerini dünyanın merkezinde görür ve başkalarından üstün o
Kayıtlar
Ekim, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
HANGİ DERS NASIL ÇALIŞILMALI? 1-TÜRKÇE ve EDEBİYAT NASIL ÇALIŞILMALI? Türkçe dersini çalışma planınız soruların şeklini ve tarzını ele almakla başlamalıdır. Genelde branş öğretmenlerine sorulduğu zaman karşımıza farklı oranlarda ağırlıklar gelmektedir. Sözcük anlamı, dilbilgisi, paragraf bilgisi ve edebiyat konu başlıkları olarak ele alınabilinir. Dilbilgisi çalışma ve konularla ilgili ayrıntılı bilgiler bilinmeden soru çözmeye başlamamak en iyi yoldur. Türkçe, dilbilgisi, paragraf ve edebiyat hepsi birbirinin devamıdır. Yorum yeteneği okuduğunu anlama sözel yeteneğin geliştirilmesi ile alakalıdır. Sözel yeteneği geliştirmek için bolca kitap okumak gerekmektedir. Bu güzel alışkanlık sadece sınavlarla alakalı değildir, ömür boyu devam etmesi gereken bir özellik olmalıdır. Bilgi eksikliklerini gidermiş öğrenciler, konu çalışmanın yanı sıra bolca paragraf soruları çözmelidir. Edebiyat soruları da bilgi esaslı olup öncelikle konuyu çalışmakla alakalı olacaktır. Burada ezber
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Zaman yenilenmesi mümkün olmayan bütün kaynakların en değerli olanıdır. Zaman diğer kaynaklardan farklı olarak; alınıp satılamaz, biriktirilemez, başkasından aktarılamaz, depolanamaz, üretilemez, çoğaltılamaz ve değiştirilemez. Ancak zaman tasarruflu kullanılabilir . Zaman hayatın ömrü insan vücudunun meydanıdır. Ortalama bir insan ömrü 200.000 bin planlanabilir saatle sınırlıdır. Yapılan araştırmalar ise insanlar toplam işgörebilme gücünün ancak %30-40 kullanmaktadırlar Oysa Zaman insanın hayatını sürdürdüğü, onda kaldığı faydalandığı ve istifade ettiği sahadır. Bunu engüzel şekilde kullanması gerekir. Peki, zaman nedir; Bunu Üstat Necip Fazıl zamanı dizelerine şöyle aktarmıştır: Nedir zaman, nedir; bir su mu, bir kuş mu? Nedir zaman, nedir; iniş mi, yokuş mu? Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde de bir inceleme yapıldığında en çok geçen kelimelerin zaman manasına gelen ‘vakit, miad, ecel, saat’ gibi kelimeler olduğu görülür. Dünya, ahiret, ömür, yaşam, kıyamet, gün, gece, ay,
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MODERN YALNIZLIKTAN SICAK BİR YUVAYA… Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın: Bu Ramazan ve Her Zaman- Prof. Dr.Mehmet GÖRMEZ Unuttuğumuz değerleri hatırlatan ramazan, yalnız kalmış yüreklerimizin kapısını çalmaktadır. Suya hasret kalmış çorak toprakların yağmura ihtiyacı olduğu gibi bugün de bütün insanlığın, ramazan ayının rahmet iklimine o kadar ihtiyacı vardır. İyi ki Rabbimiz her sene ramazan gibi bir mektebi bize yeniden bahşediyor. Bu ayın, bize kaybettiğimiz şefkati, merhameti, dostluğu ve kardeşliği getirmesini, İslam dünyasında Musul’da, Bağdat’ta Şam’da dünyanın muhtelif yerlerinde kaybetmek üzere olduğumuz insanlık vicdanını harekete geçirmesini Allah’tan niyaz ediyorum. Milletimize, acılar içinde kıvranan İslam coğrafyasına barış, huzur, adalet, özgürlük, şefkat ve merhamet getirmeli ramazan. Her sene ramazan bizlere misafir olur. Bizi değiştirmeye, kendimizle buluşturmaya, yalnızlığımızı ortadan kaldırmaya, yeniden değerlerimizi hatırlatmaya gelir ramazan. Kendimi
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MODERN YALNIZLIKTAN SICAK BİR YUVAYA… Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın: Bu Ramazan ve Her Zaman- Prof. Dr.Mehmet GÖRMEZ Unuttuğumuz değerleri hatırlatan ramazan, yalnız kalmış yüreklerimizin kapısını çalmaktadır. Suya hasret kalmış çorak toprakların yağmura ihtiyacı olduğu gibi bugün de bütün insanlığın, ramazan ayının rahmet iklimine o kadar ihtiyacı vardır. İyi ki Rabbimiz her sene ramazan gibi bir mektebi bize yeniden bahşediyor. Bu ayın, bize kaybettiğimiz şefkati, merhameti, dostluğu ve kardeşliği getirmesini, İslam dünyasında Musul’da, Bağdat’ta Şam’da dünyanın muhtelif yerlerinde kaybetmek üzere olduğumuz insanlık vicdanını harekete geçirmesini Allah’tan niyaz ediyorum. Milletimize, acılar içinde kıvranan İslam coğrafyasına barış, huzur, adalet, özgürlük, şefkat ve merhamet getirmeli ramazan. Her sene ramazan bizlere misafir olur. Bizi değiştirmeye, kendimizle buluşturmaya, yalnızlığımızı ortadan kaldırmaya, yeniden değerlerimizi hatırlatmaya gelir ramazan. Kendimi
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR NE KADAR ŞANSLI!... Geçen yıl sobada yakmak üzere eve odun aldım. Oduncu traktör ile odunu getirip aparmanın altındaki boşluğa döktü. Beraberinde gelen genç ile birlikte apartmanın ikinci katına taşımaya başladılar. O sırada avluda oyun oynayan 6-8 yaşları arasında 5-6 çocuğun dökülen odunlara bakıp kendi aralarında şöyle konuştuklarını fark ettim. Bir çocuk diğer çocuğa “Bu kadar tahtayı ne yapacaklar acaba diye sordu”. Diğer çocuk herhangi bir cevap veremedi. Çocukların bu merakını gidermek için araya girdim çocuklar dedim bu kadar tahtanın ne olacağını merak mı ediyorsunuz. Evet, amca siz bu kadar tahtayı ne yapacaksınız dediler. Öyleyse şöyleyim öncelikle bu yerdekiler tahta değil odun meşe ağacının odunları. Bunları ne yapacağıma gelince isterseniz yerden birer tane alıp peşimden gelin sizlere göstereyim. Çocuklar birer tane odun alıp peşime takıldılar. Eve geldiğimizde hanım hayrola mahallenin çocuklarını niçin peşine takıp geldin dediğinde onlara bir ders
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
MUTLU BİR HAYAT İÇİN İLLA ZENGİN Mİ OLMAK GEREKİYOR? Bazı aileler maddi imkanlarının yetmediğinden çocuklarını tam mutlu edemediklerinden yakınırlar. Daha çok kazansak evimizde daha sıcak bir hava oluşturabiliriz diye düşünürler. Bu konuyla ilgili hayatın içinden canlı bir tablo aktarmak istiyorum size. Bir genç anlatıyor; "Lisede başarılı bir öğrenciydim. Annem ev kadını, babam inşaat mühendisi idi. Çok mutlu bir aile hayatımız vardı. Ekonomik olarak dar gelirin biraz üzerinde bir aileydik. Ailece büyük maddi hırslarımız, beklentilerimiz de yoktu. Ama aile içindeki o sevgi dolu hava o kadar güzeldi ki akşamları annem mutlaka okul dönüşü evde olur, benim için kahvaltı nevinden hafif yiyecekler hazırlardı. Onları iştahla yedikten sonra ders çalışmaya otururdum. Ben anlayış ve sevgi açısından şansımın farkındaydıım. Bir gün sonra bu şansı çok daha iyi anlayabileceğim bir şey oldu. Bizim sınıfta çok zengin oldukları bilinen bir arkadaşım vardı. O kadar çeşitli giyinir ve