YAŞA GÖRE ETKİLİ İLETİŞİM KURMA YÖNTEMLERİ Etkili iletişim çocukların sosyal, akademik ve duygusal gelişimi için çok önemli. Çocuklar aynı yetişkinler gibi anlaşılmak, sevilmek, duygusal yakınlık, saygı görmek, dikkat çekmek, destek ve sınırların belli olmasını beklerler. Çocuklarla hangi yaşta olurlarsa olsunlar etkili bir iletişim kurabilmek için onların duygularını anlamaya, bunlarla ilgili konuşmaya hazır olmalısınız. Yapılan çalışmalara göre onların duyguları hakkında konuşan anne babalara sahip çocukların duygusal zekâları gelişiyor ve büyüdüklerinde kendi duygularını ve başkalarının ne hissettiğini anlayabiliyorlar. Gelişim psikolojisinde yapılan sayısız çalışmaya göre doğduğumuz andan itibaren, etrafımızda duyduğumuz her şey, kurduğumuz iletişim, dinlediğimiz müzik, bir başkasının davranışları, okuduğumuz kitaplar, aldığımız disiplin beynimizin gelişimini etkiliyor. Dolayısıyla doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerimizin bizi nasıl yetiştirdiği beyin gelişimimiz açısından ço
Kayıtlar
Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YAŞA GÖRE ETKİLİ İLETİŞİM KURMA YÖNTEMLERİ Etkili iletişim çocukların sosyal, akademik ve duygusal gelişimi için çok önemli. Çocuklar aynı yetişkinler gibi anlaşılmak, sevilmek, duygusal yakınlık, saygı görmek, dikkat çekmek, destek ve sınırların belli olmasını beklerler. Çocuklarla hangi yaşta olurlarsa olsunlar etkili bir iletişim kurabilmek için onların duygularını anlamaya, bunlarla ilgili konuşmaya hazır olmalısınız. Yapılan çalışmalara göre onların duyguları hakkında konuşan anne babalara sahip çocukların duygusal zekâları gelişiyor ve büyüdüklerinde kendi duygularını ve başkalarının ne hissettiğini anlayabiliyorlar. Gelişim psikolojisinde yapılan sayısız çalışmaya göre doğduğumuz andan itibaren, etrafımızda duyduğumuz her şey, kurduğumuz iletişim, dinlediğimiz müzik, bir başkasının davranışları, okuduğumuz kitaplar, aldığımız disiplin beynimizin gelişimini etkiliyor. Dolayısıyla doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerimizin bizi nasıl yetiştirdiği beyin gelişimimiz açısından ço
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İYİ EBEVEYN OLMAK Ebeveynlik hakkında ne biliyoruz? Anne-baba olmak, bir insanın sahip olabileceği en tatmin edici deneyimlerden biridir, çoğu insan için de hayatlarındaki en önemli değişim. Anne-babalık hamilelik öncesinde veya sırasında başlar ve hayatları boyunca emek ve uğraş gerektirir. Bir kere ebeveyn olduysanız, bırakamazsınız, istifa edemezsiniz, ebeveyn olmaktan vazgeçemezsiniz. Ebeveynler çocukları için en iyisini isterler. Sağlıklı olmalarını, uygun şartlar altında büyümelerini, güvende olmalarını isterler ama her zaman da bu amaçlarını en iyi şekilde nasıl başaracaklarını bilemezler. Smith (2000)’e göre bir çocuğun hayatındaki en önemli değişken ebeveynlikteki kalitedir. Ebeveynlikteki değişkenliklerin etkileri çocukların zekâları ve eğitim başarıları kadar sağlıkları, davranışları ve sosyal refahları ile de izlenebilir. Uzun vadeli grup çalışmaları gösteriyor ki bu etkiler hayat boyu sürer, çalışma hayatında izlediği yol kadar yetişkinlikte sağlığı ve sosyal refa
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SINAV STRESİ Sınav stresi öğrencileri nasıl etkiler? İlköğretimde olsun lisede olsun çocukların hayatı sene içi, sene sonu, lise ve üniversiteye giriş sınavlarıyla dolu. Yakın zamanda yine SBS sınavına girecek çocuklarımız… Çocukların gelişim evrelerinde epey bir sınav tecrübeleri olsa da, kolayca bu sınavlara alıştıklarını düşünsek de sınav kaygısı olduğunda durum her zaman böyle değildir. Yüksek not alma ve sınavlarda başarılı olma baskısı öğrencilerin stresini oldukça arttırmakta ve sınavlar eşittir stres arttırıcı bir tecrübe olarak algılanmaktadır. Karın ağrısı, baş ağrısı ve vücudun çeşitli yerlerindeki ağrılar, sınav öncesi ve/veya sırasında sınav stresi çeken çocukların genel yakınmaları olabilmektedir. Hatta bazen de ebeveynler aşırı stresli ve kaygılı olup bunu çocuklarına yansıtırlar ve çocuklarına kaygılı olma öğretisini kazandırabilirler. Sağlıklı Stres ve Sağlıksız stres: Orta derecede stres sınavlardan önce gerçekten yararlı olabilir, öğrencileri daha başarı
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÇOCUK KORKULARI Çocuklar doğdukları andan itibaren birçok şeyden korkarlar ama yaşları ilerledikçe korkuları değişebilir. Aynı yaş grubunda ortak olan bazı korkular olduğu gibi farklı farklı korkular da olabilir. Çocukların korkuları aynı yetişkinler kadar gerçektir. Büyüdükçe korkular değişse de hayatımızın kalitesini bozabilir. Zaman zaman korkmak normaldir ancak zamanın büyük çoğunu korkarak geçirmek normal değildir. Bir korku çok şiddetli olmaya başladığında yani günlük yaşam içerisinde zaman ve enerji tüketmeye başlarsa o artık gelişim süreci içindeki normal korkular olarak adlandırılmaz o artık fobidir. Anne babaların bunu çocuklarında çok iyi gözlemlemeleri gerekir. Çünkü fobiler kendi kendilerine geçmez mutlaka bir yardım alınması gerekir. Yeni doğan bebekler genellikle yüksek sesten ve bir yere sert bir şekilde bırakıldıklarında korkarlar. Bebeklerin beyinleri ilk iki yıl içerisinde çok hızlı gelişir ancak yeni doğduklarında tam oluşmamış bir sinir sistemleri vardır.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SOMUT DÜŞÜNCE Çocuklar, minyatür yetişkinler değildir. Onların dünyaları gelişimsel evreleri içersinde çoğunlukla somut gerçeklerden yavaş yavaş daha soyut düşünmeye doğru geçer. Tabii ki bu demek değildir ki küçük çocuklar hiçbir zaman hiçbir soyut konuşma şeklinden anlamaz. 3-4 yaşındaki bir çocuk bile zaman zaman şaşırtıcı bir şekilde çok soyut yanıtlar verebilir ancak bu sizin her söylediğinizi anladığı anlamına gelmemeli. Bazen 3 yaşındaki çocuğunuz odanın ortasında kollarını açıp dans ederek bak ben kelebek oldum uçuyorum diyebilir ama bir başka zaman sevdiğimiz ama ölmüş bir insandan bahsederken “o kalbimizde yaşıyor” dediğimizde o kişinin nasıl kalbimize nasıl girdiğini, nasıl orda yaşayabileceğini ya da kalbimize nasıl sığdığını sorabilirler. Piaget’in gelişimsel evrelerinden işlemsellik öncesi evreye göre bir çocukta 7 yaşına kadar somut düşünce sistemi hakimdir ve duydukları bilgiyi manipule edemezler, bilişsel seviyede birçok farklı bakış açısından göremezler. Bu yaş
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KISKANÇLIK Çoğu kardeş arasında hatta arkadaşlar arasında, bir dereceye kadar rekabet vardır. Rekabet ya da çekişme sözel ya da fiziksel atak, hayal kırıklığı, dikkat çekmek için bitmek bilmeyen istekler ya da regresif bir olayla kendini gösterebilir. İyi idare edilirse kardeşler arasında olan bu “ sağlıklı” rekabet bir çocuğun gelişiminde çok önemli olan sosyal, kişisel ve bilişsel becerilerin kazanılmasına faydası olur. Ancak bu rekabetin anne babalar tarafından iyi yönetilememesi ileride ortaya çıkabilecek psikolojik problemleri de beraberinde getirebilir. Aile içerisinde kardeşler arasında oluşabilecek herhangi bir kıskançlık iyi bir şekilde bertaraf edilmelidir. Bunlar arasında en tehlikeli olanı çocuklar arasında kıyaslama yapma ve bir tanesini favori belirlemedir. Aileler genellikle kardeşleri birbirleriyle ya da diğer çocukları kendi çocuklarıyla karşılaştırırlar. Özellikle anne ya da baba, kardeşler arasında kendi kişiliğine ya da özelliklerine benzeyen çocuklarına diğer ço