Çocukların yetiştirilmesinde İslami değerler işlenmeli Çocukların yetişmesi konusunda İslami değerlerin işlenmesi gerektiğini dile getiren Psikolojik Danışman Sait Özdemir, bu konuda ailelere büyük görevlerin düştüğünü belirtti. Günümüz toplumunun bulunduğu durum ve bu durumun çözümleriyle ilgi açıklamalarda bulunan Uzman Psikolojik Danışman Sait özdemir, durumla ilgili ailenin öneminden bahsetti. Ailenin toplumdaki önemine değinen özdemir, "Aile Toplumun çekirdeğidir. Çekirdek çürürse toplumda çürür, dolayısıyla toplumu sağlam bir şekilde desteklememiz lazım. Her konuda. Eğitim konusunda, maddi konuda, Sağlık konusunda, iletişim konusunda vs. aileyi desteklememiz lazım. Çocuklar, maalesef farklı zararlı alışkanlıklara sahip olabiliyorlar. Bu nedenle öncelikle aileyi korumamız lazım. Çünkü aile son kaledir, son kaleyi de kaybettiğin zaman bitmiş demektir. Dolayısıyla toplum denen kavram yok olmuş olur." dedi. Aileyi korunmasının İslam'ın hakkıyla yaşanmasıyla mümkün olab
Kayıtlar
KİTAP OKUMADA DÜNYADA 10. SIRADAYIZ 24.01.2015 - 09:37 | Son Güncellenme: 24.01.2015 - 09:45 Eğitimci-Yazar Uzman Psikolojik Danışman Sait Özdemir, Türkiye’nin dünyada kitap okuma oranında 10. sırada yer aldığını söyledi. Özdemir, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de yayınlanan kitap başlığı sayısının 2001 yılında 12 bin civarındayken, 2013’te 47 bin 352’ye, 2014’te ise kesin olmayan rakamlara göre 50 bin 752’ye ulaştığını söyledi. Özdemir, Türkiye’de insanların kitap okumadığı algısının yanlış olduğunu belirterek, "Türkiye, Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) başlığı sayısı bakımından dünyada 10. sırada. Kişi başına düşen rakama bakıldığında ise dünyada 11. sıradayız. Biz bu başarıları elbette yeterli görmüyoruz. Nicelikle beraber niteliği de artırmanın azmi ve gayreti içerisindeyiz." dedi. Özdemir, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre ise 2014’te kitap üretiminin yüzde 4,6 arttığına dikkat çekerek şunları kaydetti: "
Çocuklarınızı topraktan uzaklaştırmayın Ana Sayfa » Sağlık 28.03.2014 12:03 Uzman Psikolojik Danışman Sait Özdemir, acımasız ve katı bir hayat sunan şehir hayatının stresin 7 yaşına kadar düşmesine neden olduğunu söyledi. Özdemir, yaptığı açıklamada, kendilerinin tarlalarda büyüdüğünü, doya doya toprakla oynama zevkini tattıklarını ifade ederek, "Bizden sonraki nesil seralarda büyüdü. Yeni yetişen nesil ise cam fanuslarda büyümek zorunda bırakılıyor. Her yer taş yığını, ayaklarımız toprağa değmiyor. Vücudumuzdaki elektriği alacak, tabiri caizse topraklama yapacak kadar toprak bile yok. Modern toplumun büyük açmazlarından biri de insanların ve çocukların topraktan uzaklaşmaları ve toprağa yabancı kalmalarıdır. Oysa çocuk eğitiminde toprağın büyük bir yeri vardır. Çocuklar toprakla oynamalı, toprağı sevmeli, kısacası çocukların eli ayağı toprağa temas etmelidir. Beton binaların içinde iyice sıkılmış, bunalmış çocuğunuzu eş-dost, akraba ziyareti adına götürüp başka beton binalara
SON KALE AİLE KONFERANSI YAPILDI Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şubesinin katkılarıyla “Son Kale Aile” adlı konferans gerçekleştirildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Uzman Psikolojik Danışman Sait Özdemir, eğitimcilere ve ailelere madde bağımlılığı konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Şanlıurfa Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman, Büyükşehir Belediyesi Kültür-Sanat ve Kütüphaneler Şube Müdürü Suphi Çiçek, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı M.Arif Kırıkçı, Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik ve çok sayıda davetlinin katıldığı konferansa eğitimciler ve aileler ilgi gösterdi. Konferans öncesinde açılış konuşması yapan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı M.Arif Kırıkçı, madde bağımlılarına göstermiş olduğu duyarlılıktan dolayı Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti. Şanlıurfa Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman ise, Valilik olarak madde bağımlılığına y
Düşün(me), Konuş(ma) Yaz(ma). Epiktetos “Konuşma bir sanattır” der. Ne kadar doğru bir söz değil mi değerli dostlar. Çünkü insanlarla iletişimi sağlayan en önemli vasıta ‘ konuşma’ dır. Konuşulan bilgilerin anlamlı olması için sağlıklı bir düşünme safhasına da ihtiyaç vardır. Konuşma sayesinde sadırlarda hasıl olan duygu ve düşüncelerimizi satırlara dökmeye başlarız. Bu satırlara aktardığımız düşünceler zamanla yazma yoluyla kalıcı hale gelip nesillerden nesillere aktarılır. Tabi ki iyi ve güzel yazabilmek sabır ve titizlik ister. İyi yazı yazmak; "İyi düşünmek, doğru duymak, uygun anlatmak, aynı zamanda düşünce, ruh ve beğeni (zevk) sahibi olmak " demektir. İyi ve başarılı yazı yazabilmek için önce, doğru düşünmek ve duymak, sonra da en iyi biçimde bunları anlatabilmek gerekir. Yani, " yazmadan önce, düşünmeyi öğrenmek ” en başta gelen özelliktir. Güzel yazmak bir sanattır. Özel bir yetenek ister. Epiktetos vaktiyle “ İyi bir yazar olmak istiyorsan yaz ” deyivermiş.
İrade(sizmi)siniz. Bedenimiz bizim bahçemizdir, irademiz de onun bahçıvanı. William Shakespeare İradenin gelişiminde insanın dünyaya geldiği ve geliştiği ailenin durumu ve onların davranışları büyük önem taşır. Çocuklar yaşamın ilk yıllarında çevrelerindeki insanları gözlemler ve ilk davranışlarını onlardan öğrenir. Psikolojide irade gücü özdenetim olarak belirtilmektedir. Bu sebeple zayıf özdenetimi olan ailelerin çocuklarında da genellikle zayıf özdenetim görülmektedir. Tarihte şeref ve ün kazanmış şahsiyetlerin hepsi bunu, irade silahı ile kazanmıştır. Bu bir kaidedir ve istisnası yoktur der, Ord Prof Dr Ali Fuat Başgil. 1960 senesinde çocuklarda irade gücü ve sabır üzerine araştırma yapan Stanford Üniversitesi profesörü Walter Mischel çok basit test geliştirir. Bir odada çocuğu karşılayan araştırmacı elindeki lokumu (marshmallow) çocuğa göstererek ona iki seçenek sunar: İstersen bu lokumu hemen sana verebilirim ama eğer 15 dakika beklersen sana iki lokum vereceğim. Araştırmaya ka